BibliyoMag sitesinde yayınlanan eserler için eser sahipleri ticari ve hukuki hak iddia edemez. Eser sahiplerinin ve BibliyoMag’in bilgisi dışında alıntı yapılamaz ve kullanılamaz.
Eserlerin kullanım ve yayın hakları saklıdır.
© BibliyoMag 2020
Dıt. Başka kasa yok mu? Dıt. On bir elli iki lütfen. Dıt. Ölme eşeğim ölme. Dıt. Akşama kadar bekleyecek miyiz? Dıt. Bakar mısınız, yeni kasa açacak mısınız? Dıt. İki parça şey için. Dıt. İki de Parlement. Oturduğu yerden kalktı. Yan kasadan anahtar alıp geri geldi. Üstteki dolaptan sigara çıkardı. Adam, boğazındaki gıcık yüzünden duraksadı. “Ihım ıhım, iki […]
“Bir intihar olayı okuyunca, insana buz gibi ter döktüren şey, pencerenin demirlerinde asılı duran narin ceset değil, intihardan hemen önce o kalpte olup biten şeydir.” Simone de Beauvoir Laf olsun diye iyiyim. Biliyorum. Saatlerdir bekliyorum. Süha gelecek de çıkıp işleri halledeceğiz sanıyorum halen, aptal gibi. Anneme kalsa çoktan tekmeyi koyup da yollamak lazımdı şu herifi ya, yapamıyorum. Esasında, benim içimde bir tarafım […]
Gölgesi ardına saklanmak isterken güneşin hükmünü yitirdiği bir günde, midesinde sancıyla salonun ortasına uyandı Cahit. Açlıkla terbiye edilen özü bulma çabası kıvranıyordu damarlarında. Kaderi sarmalayan keder her geçen gün onu biraz daha zorlasa da, direncine düşen çığın altında güç bela kullanabildiği elleri onu yeniden doğrultuyordu. Geceleri düştüğü boşlukta üzerine dokuz tahta diziliyor ve yine de sessizce nefes almaya […]
Yol yıl-dırım, yıldız düş-tü.Faili meçhul sislerin içinden yürüyen ağaçlar,Ayaklarda merdiven lekesi,Bir posta kutusunun ağzına bırakılmış kağıt iliği.Sesinde kar yutmuşluk var 03:00 treninin.Parmaklardaki pasın merhametinden çürüdü yüzlerve yüzlerce tragedyanın ağzı kulaklara yapıştı.Kulağı kesik bir operanın kucağındanÇiğ fanus içinde tek bir nota yankılandı:HûHû eyHû ey ay!Ey ay zaman perdeleri!Kapanın ve açılmayın!Mermeray üstünde yatan ölümün cereyan operasını dinleyin!«Ölüm […]
Bir kapanın içindeyim. İçeriye az biraz ışık giriyor ama hepsi bu. Koridor, odalar, mutfak gölgeler içinde. Ara sıra güneş uğruyor salona ama orası da gözlerimi kör ediyor ışık geldiğinde, o kadar keskin. Adım Rojda. Kapandan dışarıda kalan iki organım var. Sağ gözüm ve sağ elim. Bu satırları güç bela onlar sayesinde yazıyorum. Kapanın tüm ağırlığı üzerimde, bacaklarımı oynatamıyorum, oynatsam kendimi […]
Bugüne kadar birçok dergide ve platformda öyküleri yayınlanan, sevgili Doğuş Benli’nin ilk öykü kitabı Mutluluğumuza, geçtiğimiz günlerde Notoskitap aracılığı ile bizlerle buluşmuştu. Biz de bu güzel söyleşi vesilesi ile ilk kitabın heyecanını sizlerle paylaşmak istedik. Hatice Tosun: Dört yanımız hikâyelerle çevrili. Hayatımız boyunca onlarcasına şahit oluyoruz. Ve öykülerimizi de elimizde kalanlarla kurguluyoruz. Mutluluğumuza bu açıdan okuru doyuran bir kitap. Öykülerinin hayatımızın içinden […]
Salıncağıma takılan kanca eskiden kalma kabukları soyuyor derimden.Ucunun kenarları yanık bir yamaca düşmüş bedenimi izliyorum artık.Rüzgâr kuzeyden kanıyorYıldız batıdan titretiyor kemikleri.Sen güvercinlerini yolluyorsun evimin çatısınaBen güzden kalma gözlerimleYuvarlıyorum kendimi senden, zemin katın rutubetli duvarına. Omuzlarımda antika karanlık ağırlığımdan umarsızca esrik.Son duruşlaSon savruluşla,Henüz yazmadığın cümlelerdekiBağlaç fısıltısı lâl alevin.Saçlarında kömür tozuGövdemde lastik izi,Aynı yastığa koyduğumuzÜç kirpikli şiirlerElmacık […]
“Şimdiki zamanda hep bir şeyler eksik kalıyor. Yaşantılar, duygular eksiksiz olmuşsa geçmişte olmuştur gelecekte eksiksiz olsun diye hayal kurarız ümit ederiz. Şimdiki zaman eksikliğin zamanıdır.” Tarihi Kırıntılar Sf. 142 Bir Mayıs öğleden sonrası Ankara’ da ve tüm şehirlerde eksik olanı ararken, romanın ana karakteri Can’ın, belki de anlatıcının, zihninden geçenleri böyle okuyoruz Tarihi Kırıntılar’ da. Romanın, yazarın külliyatı içerisinde kendisi […]
gazeteler üzerinde domates peynir çiğnerkenkazanılmamış bu alanın huzurunda engelleyemediğin şeydir kendini ikiye katlayan şimdi düşmüş yuvalar gibi taşın üzerine yatıyoruzun ufak edileceğimiz yer burası işteceplerindeki yumruğu sıkmak ve açmak gördüğümüz her yoncayı koruyordukanayasaya uymak bunu gerektirirdiçınlayan kürekle büyük bir çukur açacakları yer burası aynı zamandaçok yurtluluk taşıyoruz vealkışların üzerine döküldüğü o taht ağırlaşıyordunerede uyandırılan balta? tornavidası keten bir mendile sarılmış o çok derin gölgede iyilik galip gelmek istemeyebilirkapıyı açmadığın her odaya girmek için kelimelerin yapabileceği şeylerdenkıvrandırmakterletmekbağlarını gevşetmek aşağı bakmamak kuşların güvencesiyle lehimlendi yapabileceğimizin […]
Katran bir ses düştü. Yüzün eskimesi o zaman anlaşıldı. İşte her şey. Kara bir hevese dönüşüyor. Yavaşça. Derin bir nefes alıyor Hasan. Öyle anlatıyor anlatacağını. Kafalar, hayatlar kadar iyi değil nedense. Üstlerinde gergin bir sessizlik. İçeride boğuk bir şey göneniyor. Koyu bir bulut. Dolanıyor işte. Söze Hasan başlıyor. “Ne garipti o gün,” diyerek. Anlamsız bir giriş cümlesi olduğunun farkında herkes. İç içe geçen şeyler […]
Önceki Sayfa Sonraki Sayfa